Şubat 24, 2010



kızım, güzelsin, hoşsun. hayatında hiç kimse yok mu?
-benim hayatımda bir sürü hiç kimse var anne...

Birbirimizi Sevmenin Gururu Olmalı Her Şeyde...


seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyim istiyorum.
benim olduğu kadar dostlarının, dostalarının olduğu kadar benim ol istiyorum.
nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı.
birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız.
paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız.
öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
güzel günlerimizi, evimizde bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız.
ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek...
böylece yaşamalıyız işte.
sonra çocuğumuz olmalı,
düşünsene senin ve benim olan bir canlı.
geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız.
sen arada mızıkçılık yapmalısın ve ben söylenerek almalıyım sıranı.
yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın.
hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı.
her şeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden
mutluda olsa, kötüde olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı.
saçlara düşünce aklar, yada gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden.
kavgasız, her sabah cinayetle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz.
geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız.
eve gelip benden kahve istemelisin.
çocuklar gelmeli ziyaretimize, geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız.
ben, 'bey' demeliyim sana, sen de 'hanım'.
öyle sevmelisin ki beni bu yazdıklarım korkutmamalı seni.
tebessümler açtırmalı yüzünde.
birgün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde.
birbirimizi sevmenin gururu olmalı her şeyde...

can yücel

Ahh Romeo'm..

Kölen olmuşum senin,
Elden başka ne gelir...
El pençe divanım ben arzuna, buyruğuna;
Geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir,
Sen istemezsen eğer hizmetlerim boşuna.

William Shakespeare


Romeo ve Jüliet


Yağmuru seviyorum diyorsun,
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
İşte,bunun için korkuyorum;
Beni de sevdiğini söylüyorsun...

William Shakespeare



Masallar
Daha uyanmamalıydık masallardan.Ne zaman bitti o eşsiz ormanlar, yollar? ne zaman ayrıldı yolları şehzade ile ipek kızın? ve ne zaman vazgeçti yakışıklı prens yüzyıl uyuyan güzeli uyandırmaktan? Ne zaman yoruldu aladdin lambasını ovmaktan? iyilik perileri, sevimli cinler şimdi neredeler? Daha uyanmamalıydık...Masallar hep o renkte ve aynı inandırıcılıkta kalmalıydı kalbimizde.Bir şey oldu, bir yerlerde.Büyüdük mü küstük mü birşeylere ne; inanmaz olduk masallara.Dinlemez olduk ve anlatmadık bir daha.Belki anlatılacak masalımız kalmadı, çabuk yordu hayat bizi.Oysa ne güzeldi küllerinden yeniden doğan Anka kuşu, Kaf dağının ardındaki o gizemli ülke, lal bir oba uşağı ile güzeller güzeli bey kızının başkaldıran sevdası.Nasıl özlüyoruz geçmişi...Neden özler ki insan? Hele birde mutsuz bir çocuksanız...Çocuktuk çünkü.İnanıyorduk.Köprüler geçmemiş, aldatmamış, aldatılmamış, bedeller ödememiş, ayrılık ve hasret mektupları okumamıştık.Ve dizlerimizi kanatmamıştı henüz hayat.İnanıyorduk, duruyduk, saftık, çocuktuk.Şimdi anlatacak bir masalımız bile yok, bir köşesine sığınacak...


İclal Aydın

BEETHOVEN

Eğer kalplerimiz daima birbirine yakın olsaydı bunların hiçbiri başıma gelmezdi. Kalbim sana söylemek istediğim bir sürü şeyle dolu – ah – konuşmanın hiçbir şeye değmediğini hissettiğim anlar oluyor – neşelen – Tek ve gerçek hazinem olarak kal tıpkı benim senin olduğum gibi.
Tanrılar bizim için huzur yollamalı ve yollayacak.

Sana sadık LUDWIG

Şubat 23, 2010

Murat Boz...
İlk aşkım...
En ilk platoniğim...
Aşığım bu adama ya...
Şarkılarına,sesine,kendisine, insanlığına...

Şubat 17, 2010

Müslüman- Kafir

Müslümanlık ve kafirlik nedir toplumun gözünde biraz inceleyeyim dedim...
Aslında gerçekle,doğru olanla alakası olmadığı halde birçok saçma sapan ayırımlar var... Kimsenin görüşünü eleştirdiğimden değil bu yazı... Sadece gözlemlerimi dışarıdan birinin bakış açısıyla aktarmak istedim. Elbette benim de görüşüm var ama karşıt görüşlere saygı duyar ve bana verilen sınır içerisinde kimseyi kırmadan eleştirimi yaparım...
Topluma göre MÜSLÜMAN kişinin özellikleri ;
  • Namaz kılar.
  • Oruç tutar.
  • Başı kapalı olur.
  • Erkek-Kız yüzlerce metre uzaklıkta olur.
  • Kızlar asla kabuğundan çıkamaz.
  • Erkekler kızların aksine herşeyi yapabilir.
    .
    .
    .

    bu listeyi yeterince uzatabiliriz...
    şimdi de kafir kişilerin özellerine bakalım;
  • Başı açıktır.
  • Kızsa, erkeklerle çok samimidir. Direkt cehennemliktir.
  • Oruç tutmaz,namaz kılmaz.
  • Mutlaka sevgilisi vardır.
  • Açık giyinir.
  • Laiktir.
    .
    .
    .
    Oysa bu toplumun müslüman tanımına göre bütün bunalrı yapan sahiden müslüman mıdır_? Daha doğrusu iyi bir müslüman mıdır? Ya da toplumun kafir diye nitelendirdikleri gerçekten günahkar mıdır? Her namaz kılan her başı kapalı olan cidden hiç kötülük yapmaz mı? Hiç günah işlemez mi? Her sevgilisi olan, açık giyinen, laik olan insan dinsiz midir? Kafir midir gerçekten? Ben toplumun tabularını yıkması gerektiğini düşünüyorum... Bu düşünceleri doğru bulmuyorum. Önemli olan açıklık-kapalılık, ibadetleri yerine getirmek- getirmemek değildir... Bu sözlerim yanlış anlaşılmasın. İbadet etmeyin ya da edilmesin demiyorum katiyen... Tabi ki de yapmamız gereken,yapılması gereken şeyler... Ama bunlar bir insanı yargılamak için ölçüt olamaz... Herşeyden önce insanın kalbinin temizliği, niyeti iyi olmalıdır... Bütün ibadetleri yapıp insanların arkasından atıp tutmak ne kadar doğrudur sizce? Kimseyi yargılamak bizim işimiz değil... Madem tanrıya inanıyoruz ; bizi asıl sorgulayacak tanrının melekleri...
SHE'S GONE
Steelheart


She's gone, out of my life
I was wrong
I'm to blame
I was so untrue
I can't live without her love

In my life
There's just an empty space
All my dreams are lost
I'm wasting away
Forgive me, girl

Lady, won't you save me ?
My heart belongs to you
Lady, can you forgive me ?
For all I've done to you
Lady, oh, lady

She's gone, out of my life
Oh, she's gone
I find it so hard to go on
I really miss that girl, my love

Come back into my arms
I'm so alone
I'm begging you
I'm down on my knees
Forgive me, girl

Şubat 15, 2010

ODTÜ...
Hayallerimin üniversitesi... 2011 eylül de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi (ya da Uluslararası İlişkiler) öğrencisi olarak Ankara' da olacağım umarım...

Aşkın Acı Hali'ni Yaşıyorum...

AŞKIN 'ACI' HALİ

tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak...
evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin...
sokağa fırlayacaksın...
sokaklar da dar gelecek...
tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar
küçüleceksin...
birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"önemli olan sağlık."
"yaşamak güzel."
"boş ver, her şey unutulur."
sen hiçbirini duymayacaksın...
gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...
ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...
hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"ölüme çare bulundu" ya da "yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını
kaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksın...
yalnız kalmak isteyeceksin...
hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
ikisi de yetmeyecek...
geçmişi düşüneceksin...
neredeyse dakika dakika...
ama kötüleri atlayarak...
onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
gittiğin yerlere gitmek...
bu sana hiç iyi gelmeyecek...
ama bile bile yapacaksın...
biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...
aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...
hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...
aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
herkesi ona benzetip...
kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
hiçbir şey oyalamayacak seni...
ilaçlara sığınacaksın...
birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan...
sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
sabahı iple çekeceksin...
bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak
isteyeceksin...
nafile...
düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin...
telefonun çalmasını bekleyeceksin...
aramayacağını bile bile...
her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
yüreğin burkulacak...
canın yanacak...
bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret
edeceksin...
yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
ama bir umut...
onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
gel gitler içinde yaşayacaksın...
buna yaşamak denirse...
razı mısın bütün bunlara...?
hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
o halde aşık olabilirsin ...

Can Yücel

"Bir ses duydum geçmiş zamandan ,
Bir ses duydum küçük bir kızdan...

Bir bilet istiyorum,
Sadece
gidiş olsun...
Çocukluğun saflığına,
Gidip orda yaşamam gerek..."

Şubat 14, 2010

14 Şubat

Sevdiğinize "Seni Seviyorum" diyerek ona en büyük hediyeyi vermiş sayılarak kutlayabileceğiniz, diğer günlere oranla "seni seviyorum" ların daha fazla ortada dolaştığı tüm dünya için özel bir gün olarak sayılır 14 şubat... Aşk'ın günüdür... Eğer hayatınızda bu kelimeyi söyleyebileceğiniz biri varsa hiç durmayın, gidin ve onu ne kadar sevdiğinizi haykırın ona... Eğer sırf gururunuz yüzünüzden birbirinizden uzaksanız atın gururu bir tarafa, aşkta gurur olmaz! Eğer platonikseniz; bugünü karalar bağlayarak geçirmeyin. Hayatınızın merkezi "o" olabilir ama unutmayın ki hayatta "o"ndan başka yüzünüzü güldürebilecek şeyler de var. Hiçbir şey bulamıyorsanız sizi gülümsetecek,açın pencerenizi kaldırın kafanızı gökyüzüne, o maviliği görebildiğiniz için ne kadar şanslı olduğunuzu düşünün... Eminim bu sizi gülümsetecektir... Ve sakın "o"nun sevgililer gününü kutlamayı unutmayın... O bilmese de olur. Siz içinizden "Seni Seviyorum..." demeyi unutmayın...
Ben hangisi miyim anlattıklarımdan?

Ben ne olursa olsun
Seni Seviyorum diyebilenlerdenim....
Sevgililer günün kutlu olsun Bay Aşk...

Dilara Ş.

Şubat 13, 2010

Sanırım bugün de karışığım uzun zamandır her gün olduğu gibi... Aklımda cevabını bulamamış onlarca soru,içimde nedenini bildiğim ve bilmediğim bir sürü duygu... Uzun süredir içimdeki onlarca duygudan kendimi arındırıp gerçek "ben" i bulamıyorum. İnancımı kaybettim,umudumu kaybettim o'nu kaybettim... Daha kaybedecek başka neyim kaldı??
D.Ş.

Aldığım Her Nefeste...


"Onu biraz sevmek diye birşey olamazmış gibi...Kesinlikle bağımlılık yapıyor.Onu bir örtü gibi üzerime çeksem ve vücudumu onla sarsam bile,hala ona daha yakın olmak isteyecekmişim gibi geliyor..."

Ahh ölürüm sizee..


MusicPlaylistView Profile
Create a playlist at MixPod.com