Kasım 29, 2010

Layla'dan Aşk Mimi.


 Layla nam-ı değer sevgili mekteup arkadaşım Nazlı beni mimleyebileceği en güzel mimde mimlemiş. Şu an için çok fazla ilgi görmeyen bi blog sahibi olsam da yine de Nazlıcığımın beni diğer blogerlara tanıtmaya çalışması gerçekten beni çok mutlu ediyor. Teşekkürler Bebeeek sarıl:
    Aslında blogtaki amacım beni yüzlerce kişinin izlemesi değil, duygularımı rahatça paylaşabilmek... Ona söyleyemediklerimi sizle paylaşma isteği..
    Eğer hala l a y l a s m i l e 'ı takip etmiyorsanız çok şey kaçırıyorsunuz derim ben. Hem resimleri,hem fotoğrafları,hem de güzel hayallerinin yansıması sizi bloğa acayip derecede bağlıyor :))
    Ben de size laylasmile'den başka iki blog ismi daha vermek istiyorum;
    Bloğuna ve yazı dizisine bayıldığım pek bi içten olan Voodoo ve bugün keşfettiğim tüm samimiyetiyle post oluşturduğuna inandığım Alchemist. Ben onların bloğunda çok keyifli vakitler geçiriyorum. Bence sizde bi TIK yapmalısınız ;) Umarım beğenirsiniz (:
"

Ve sırada asıl konumuz olan mimimiz var ;" Size göre aşk nedir ? Bir ilişkiden neler beklersiniz ? "

Privacy parfümünün slogonanını hatırlayanınız vardır sanırım ; 
"Aşk Bile bile Tutsaklıktır". Kesinlikle katılıyorum. Ama aşkı birkaç kelimeyle tanımlayamıyorum. O kadar sonsuz bi kavram ki.. Aşkın Acı Hali şiiri aşkı en iyi tanımlayan şiirdir bana göre,duygularıma birebir tercüman olur dersem yalan olmaz.
3 sene öncesine kadar aşk hakkında en ufak bir fikrim yokken 2007 ekimde Aşk'ın kucağına düştüm.. Pervane * misali yanacağımı bile bile ateşe yürüdüm. Tüm mantığımdan sıyrılıp o'nda kayboldum. Ama boşa kürek çektiğimi anladım nihayet.Artık kabullendim ; biliyorum olmayacağını. Ve bu kabullenişten sonra bir ilişkiye başladım. Bir ilişkide olması gereken ne varsa var ilişkimde ; saygı,sevgi,anlayış,hoşgörü,masumiyet...
Sadece bir şey eksik... Onun olması içinde elimden geleni yapıyorum. Aşık olmak için çabalıyorum. Ama o kadar canım yanmış ki aşka dair tüm kırıntılarımı bile söküp atmışım ruhumdan. Kısacası aşk anlatılmaz yaşanır,ilişkilerden beklenenle gerçekleşenler de asla paralel gitmezler. Ama siz siz olun asla benim kadar çok aşık olmayın !


AŞK, MASUMİYETTİR


"Bırakın bu ayakları.. Kaçınız, çırılçıplak bedenler karşısında yalnızca gözlere baktınız. Sorsalar, güya hepiniz aşıktınız .."






AŞK, SADECE O'NLA YAŞANIR


Birinin elini tutmakla, birinin elini, sıkı sıkı tutmak arasında çok fark var!

Ya tutarsın ya da tutmazsın ya da, tutmuş gibi yaparsın işte.
Ben yapmam!
Bunu zaten bilirsin.
Kimin elini tutacağını yani.
Deneyerek bulmazsın.
Sadece bilirsin.
Bilmek!
Açıklaması yok.
Ve ben elini sıkı sıkı tutmayacağımı bildiğim hiç kimseyle İstiklal caddesine gitmeyeceğim!
Heyecanla ve özene bezene olmadıktan sonra kimseye yemek yapmayacağım!
Repliklerin bir anlamı yoksa, kimseyle film seyretmeyeceğim.





AŞK, ONA DOYAMAMAK, O OLMASA DA HER ANINI ONLA GEÇİRMEKTİR

"Onu biraz sevmek diye birşey olamazmış gibi...Kesinlikle bağımlılık yapıyor.Onu bir örtü gibi üzerime çeksem ve vücudumu onla sarsam bile,hala ona daha yakın olmak isteyecekmişim gibi geliyor..."

  




* Yanacağını bile bile yine de ateşe giden, döne döne, seve seve ölümle hasbıhal eden.

Kasım 27, 2010

ANNABEL LEE


ANNABEL LEE


Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni.

O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile kıskanırdı bizi.

Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.

Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,
Evet!_bu yüzden
(şahidimdir herkes ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.

Sevdadan yana,kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökteki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.

Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim,uzanır beklerim

Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni.


                        Edgar Allan POE

   

"Hotel California"

Eagles'in dinlemekmekten çok zevk aldığım şarkısıdır Hotel California ...
Yavaş yavaş insanı derinliklerine alır şarkı..
Sözlerindeki gizemi çözmek için çok uğraşmıştım ama bi türlü çözememiştim.
Bugün facebookta dolaşırken bi edebiyat sayfasında Hotel California'nın hikayesini buldum.
Buyrunuz şarkının hikayesine... ;

1969 yazında hikayenin kahramanı olan adam uzun bi seyahate çıkar… Ve yolu California dan geçerken dinlenmek için Hotel California yı bulur… Ufak sevimli bir oteldir.. Sıcak bi havası vardır… Bir odaya yerleştirirler…
Oteldeki ikinci gününde odasının hemen yanındaki odada kalan kızla tanışır. Arkadaş olurlar…Birlikte gezmeğe başlarlar.. Çok fazla zaman geçmeden birbirlerine aşık olurlar…Ve tatili hotel California da birlikte geçirmeye karar verirler……
Çok severler birbirlerini… Bütün bir yaz hep beraberdirler…Otelin sıcak insanları , sevimliliği sadeliği onları çok etkilemiştir… Unutamayacakları bir yaz yaşarlar ,  ….
Yazın bitiminde bir karar vermek zorundalardır ayrılık için…. Ve şöyle derler :
“Eğer 1 sene sonra birbirimizi unutmaz ve yine bu kadar çok sevecek olursak, gelecek yazın ilk gününde (tanıştıkları günü kastederek) Otel California da buluşacağız” diye sözleşirler… 
O zamana kadar birbirlerini hiç aramayacaklardır. ( bu aşk bir yaz aşkımı yoksa gerçek bi aşkmı anlamak için yaparlar bunu)
(eagles hikayenin buraya kadar olanını yaşadıkları günleri otelin güzelliğini kasabanın sadeliğini anlatır şarkısında genel olarak…)
Tam 1 sene geçmiştir… Adam sözleştikleri gibi 1 sene sonra otelde bluşmak için yola çıkar… Tanıştıkları ilk gündür o gün… Yol uzundur bitmek bilmez adam için… Ve sonunda California ya varır… Otelin oraya gitdiğinde kapkara bi bina bulur..Otel dün yanmıştır…

Sevdiği adamla buluşmak için 1 gün önceden otele gelen kız gece çıkan yangında ölür… Adam otele gelirken sevdiği kızla bir ömür yaşamayı , birlikte olmayı düşünürken , onu bir ömür kaybeder.


Ve..
Grubun üyeleri hikayeyi duyduğunda çok etkilenir ve bunun için bişeyler yazmaya karar verirler...
Böylece "Hotel California" bizlere ulaşır... :)

Kasım 26, 2010

Uykuya Mektup.



    Sevgili uyku^m...
    Son 1,5 aydır zamanlı zamansız her yerde başıma geliyorsun. Tamam seni çok ihmal ettim kabul ediyorum ama böyle de olmuyor ki... Bence konuşup anlaşmanın bir yolunu bulmalıyız ?
    24 saatlik zaman dilimimin sadece 4-4,5 saatini sana ayırıyorum. Haklısın çok az bi zaman dilimi ama sorarım sana,ben böyle olsun ister miydim heeç ?! Hadi cevapla  bana bunu ! Seni bölerek,bahşettiğin rüyaları yarım bırakarak sıcacık yatağımı terk etmek ister miyim... Yoo yoo,hayır. Sen de biliryorsun asla böyle birşey istemediğimi. Ama malum şartlar.. Düştük bi geçim derdine. Neymiş efeniim iyi bi üniversite kazanamazsak evimizin hanımı olurmuşuz.Hayır anlamadığım şey şu evinin hanımı olmak kötü mü kiii. Şahsen lüks bi evin hanımı olacaksam gayet de mantıklı bence :D
   Bugün ansızın bastırdın yine.. Kıramadım seni kaloriferin sıcaklığına kendimi verip sana daldım... O kadar özlemişim ki seni anlatamam. Sımsıkı sarıldım sana,kimse ayıramadım bizi.. Sonra bi arkadaşım bizi ayırmayacaklarını anladı sonra da bırakın "UYUsun" dedi. Ona o an o kadar sevgi besledim ki anlatamam.Dışardan bi sürü ses duyuyordum hatta bana sorulan sorularda vardı lakin ben gözümü senden alamıyorum (açamıyordum da olabilir) . Velhasıl her güzel şey gibi bizim de sonumuz geldi  ve yollarımız ayrıldı... Kısacası;

"Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün…" 
  
Seni her daim çok seven yol arkadaşın...

Bihaber...

Kasım 25, 2010

***



*

Gidebilirsin ya da beni unutabilirsin
ama ben yokmuşum gibi yaparsan eğer,
hiç olmamışsın gibi davranırım,
Kıvranırsın.


*

Kasım 24, 2010

1-2-3 Mimmm !


 Birici,bitanecik, güzeller güzeli l a y l a beni mimlemişşşşşş :O:O


Seviyorum bu tarz şeyleri,bloggerler arası ilişkiler güçleniyor falan. 
Kural gereği benim şu aşağıdaki soruları cevaplamam ve birilerini mimlemem gerekiyooor. Acaba bihaber kimleri mimleyeceeek ?? 
Pek yakında meleklerseytanadonusurken@blogspot.com 'da ! :))
Ee hadi başlayalım bakalım şu sorularaaa ;

1.En sevdiğiniz kelime: Oşasınnn !

2.En nefret ettiğiniz kelime: Maalesef.

3.Sizi ne heyecanlandırır: Beklemek.

4.Heyecanınızı ne öldürür: Beklediğim şeyin hüsranla sonuçlanması.

5.En sevdiğiniz ses: Yağmur sesiii...

6.Nefret ettiğiniz ses: Tüm hayatı kavga sesleri içinde geçmiş biri olarak tabiki de Kavga Sesleri.

7.Hangi mesleği yapmak istemezsiniz: Mühendislikkkk. Kısacası fizik dersi gerektirmeyen bir meslek.

8.Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz: Resim yapabilmek için herşeyi yapardım sanırım.

9.Kendiniz olmasaydınız kim olmak isterdiniz:  Başkası olma kendin ol böyle çok daha güzelsin,demiş megastarımız.

10.Nerede yaşamak isterdiniz: Huzur bulabileceğim her yer olabilir,ama deniz kenarı olsun ne oluur.

11.En önemli kusurunuz: Aşırı realist olmam sanırım.

12.Size en Keyif veren kötü huyunuz:  İntikaaaaam !

13.Kahramanınız kim: Kahramanlar yaratmayı bırakalı çok oldu sayın bloggerlar.

14.En çok kullandığınız kötü kelime: Seçemedim bak şimdi.. =/

15.Şuanki Ruh haliniz: "Depresif Polyanna" desem yeridir.

16.Hayat Felsefenizi Hangi Slogan özetler: Hayat sana ekşi limonlar sunarsa sen de tekila ve tuz iste.

17.Mutluluk Rüyanız: Mutluluk (!)

18.Size Göre Mutsuzluğun Tanımı: Tanımlanamaz ki. Anlatılmaz yaşanır mutsusuzluk..

19.Nasıl ölmek isterdiniz: Yapmak istediklerimi yaptıktan sonra buruş buruş bi anneanne olarak hayat arkadaşımın huzur dolu kollarında ölmek fena olmaz..

20.Öldüğün zaman cennete giderseniz Allah’ın size ne söylemesini istersiniz: Uslu bir çocuk oldun şimdi şirinleri görme zamanı !

20 soruyla özetlenemez kimse ama kuralı uymayım bende yapayım dedim.
Olsun eğlendim ama. Valla bak ! 
Believe mee ! (tamam saçmaladım kabul,ama ben saçmalarken çok eğleniyorum )

Neyse ben sıramı savdım şimdii  "miiiiiiiimm" zamanı;
Bkz: Benim mimlediklerim;





Kasım 21, 2010

Tatil Bitti Laaa.

Tatilin bitmesine üzülmüyorum ama sabah erkenden kalkmaya başlayacağım için de kıvranmaya başladım. İnsan son senesini uykusuz geçirir mi yaa ? 05:40 ta kalkıyorum el insaf Nimet Çubukçuu ! Zaten bu sene ne kadar saçma şey varsa bize kitledin. Yıllardır okuduğumuz İstiklal Marşı'yla Andımız nasıl okunamaz artık ya. Belki de bize Türk olduğumuzu hatırlatan bizi silkelemeyi bi nevi de olsa başaran en önemli şeylerdi onlar ! Bak yine sinirlendim. Hayır o değil fazla yorumda yapamıyorum sonra ne konuştuğunu bilmeyen insanlar çok alakasız yerden konuya dalıyor ve birden tartışma çıkıyor. Adam kendi cümlelerini kurmak yerine internetten kopyalıyor sonra da bunun adına tartışma diyor. Ee salak ben internetten gönderdiklerini okuduktan sonra senle tartışmış olmuyorum ki! Bildiğin internetle birbirmizi yiyoruz. ! Neyse nereden nereye geldim. Dönelim konumuza. Bu tatil hayatıma yepyeni şeyler kazandırdı. Mesela gittikçe bayramların ne kadar sanallaştığını bir kez daha anladım. Yepyeni bir aşka yelken açtım. 3 senemi ne kadar "boş" bir insan için harcadığımı fark ettim. Erkek arkadaşım sayesinde programlı ders çalışmaya başladım. Tabi buna en çok annem seviniyor orası ayrı. Bir de dil anlatımla edebiyat notları açıklanmış birinden 91 diğerinden 93 almışım. Lanet olsun çoooooh zekiyim (!)

Ve tabi ki intikam... Hem mutluyum hem de 3 yılın sonunda o intikam duygusunu ilk kez bu kadar hissettim.
Ne kızıyorum ne acıyorum sadece gülüp geçiyorum...
Beatles'dan günün anlam ve önemi için gelsin o zaman..



* And that she will cry 
 when she learns we are two...  cause I couldn't stand the pain and I would be sad if our new love was in vain. *




Kasım 18, 2010

Sweet November =)



* KASIMDA AŞK BAŞKADIR *

Valla öyleymiş.. (:
İlk defa mutluyum diyebiliyorum uzun bir süreden sonra..
Yalnız bizim hikayemiz çok ilginç hee..
Bir ara dinlemek isterseniz anlatırım.
Vaay be nereden nereye....
Annemden de onayı aldı zaten.
Arkadaşlardan çoktan geçmişti.
Bir ben vardım düşünen...
Sonunda doğru kararı verdim.
"O" var ya "O"...
...
...
...
Neyse bende kalsın şimdilik.. ;)

Kasım 17, 2010

98Y

Son sene olmamla birlikte zamanımın büyük bir kısmını kendisini beklerken,kaçırırken,heeh tamam geldi derken,acaba ayakta mı gidicem yoksa oturabilecek miyim diye düşünerek geçirdiğim daha doğrusu harcadığım,anlatılmaz ama yaşanır tipte insanları taşıyan güzideee otobüs hattı 98Y.

Tatilde dersanenin olmamasıyla birlikte seni çok özledim!

 Tabi yol arkadaşım Buğğğket'im olmasa sen bir hiçsin orası da ayrı..

Kasım 16, 2010

Everything



















Lifehouse- Eveything

Find Me Here
Speak To Me
I want to feel you
I need to hear you
You are the light
That's leading me
To the place where I find peace again.
You are the strength that keeps me walking.
You are the hope that keeps me trusting.
You are the light to my soul.
You are my purpose...
you're everything.
How can I stand here with you and not be moved by you?
Would you tell me how could it be any better than this?
You calm the storms and you give me rest.
You hold me in your hands you won't let me fall.
You steal my heart and you take my breath away.
Would you take me in? Take me deeper now?


 ...

Cause you're all I want You're all I need
You're everythingeverything
You're all I want your all I need
You're everything everything.
You're all I want you're all I need.
You're everything everything
You're all I want you're all I need
You're everything everything... 



P.S = O'nun için :)

Bloğumun yeni adı.


www.meleklerseytanadonusurken.blogspot.com

Bundan sonra bloğumun ismi budur arkadaşlar.Yeni blog isminden de anlaşılacağı üzere artık blogumda "saf aşık kız" modundan çıkıyorum. Biraz yaramazlık zamanı şimdi...
Umarım yaratmaya çalıştığım yeni bloğumu seversiniz...

Blog için önerisi ya da eleştirisi olan bloggerlar ;
hiç çekinmeyin,yorumlarınıza daima açığım.

İyi Bayramlar

Bir bayram günü yine... Ama nedense her geçen yıl, coşkusu biraz daha yitiyor.Eskiyi hatırladım da... Bildiğin heyecanlanırmışım. Şimdi bayramın zihnimde uyandırdığı tek şey "tatil". Bayramı sevmediğimden değil bu düşüncem. Aksine bayramları çok severim ama eğer çok sevdikleriniz yanınızda değilse, sanallaşan bayramlarda bayramı yaşamak çok sıkıcı bir durum. Yolda görse halimi hatrımı sormayan adam bayram günü saat 7 de mesaj atmış. Güler misin ağlar mısın.._?

Öte yandan ben bir ÖSS öğrencisiyim (ygs-lys demek çok uzun geliyor hem ben hep kendimi össye hazırlamıştım.o yüzden benim için hep öss olarak kalacak.). Bayram bize uğramıyor, bizim için asıl bayram hazirandan sonra... Şimdiyse formalite icabı kutluyorum bayramı...

Sanallaşan dünyadan hepinizin sanallaşan bayramını kutluyorum sevgili bloggerlar.. (:
Eğer yakınlarınız varsa,mutlaka ziyarete gidin.. :))

Kasım 14, 2010

"Değişim"

Yaklaşık 1 senedir blogta olmama rağmen tam anlamıyla bir blogera yakışır şekilde layıkıyla yapamadım blog işini... Sonra düşündüm taşındım,ben insanlarla birşeyler paylaşmayı seviyorum. Onların paylaşımlarını incelemeyi seviyorum. O zaman dedim neden iyi bir bloger olmuyorum ? Ve bu soruyu değişimle yanıtlamaya karar verdim. Çok yakın bir zamanda adres de dahil tüm bloğumu değiştiryorum.Bilginize.. 
Yepyeni bir "bihaber" ve "bloğuyla" görüşene kadar kendinize iyi bakın.



Kimbilir 'değişim' ; "Belki yarın,belki yarından da yakın!" dır ;)

Ahh ölürüm sizee..


MusicPlaylistView Profile
Create a playlist at MixPod.com