Temmuz 05, 2010

Aşk.


Aynen bu karikatürdeki gibi değil mi ? Çok garip aşka kolayca tutulabilirsin ama ona her zaman tutunamazsın... Aşka kolayca kapılınır derken şıpsevdileri bi kenara ayırıyorum tabi... Onlarınkinin gerçek aşk olduğuna inanmıyorum. Garip şey aşk... Hiç tanımazken ansızın hayatına birisi giriyor .Ve ansızın sen onu hayatının merkezi yapıyorsun..Ya arkadaş ortamında tanışıyorsun ya okulda görüp aşık oluyorsun ya da (aslında en kötüsü) arkadaşına aşık oluyorsun... Neden en kötüsü olduğunu da açıklayım hemen. Bir kere aşık olduğun ya da sana aşık olan kişi arkadaşınsa ona herkese davrandığın gibi davranamıyorsun... Eğer sen aşık oluyorsan onu kaybetmemek için susuyorsun... Onun  herşeyini bildiğinden kime aşık kim için üzülüyor bunu en iyi sen biliyorsun bu da normal birine aşık olduğunda çektiğin acıdan daha fazla bi acı çektiriyor sana.Eğer arkadaşın sana aşıksa ? Bu bence arkadaşına aşıktan olmak daha beter bir durum. Düşünsene her zaman yanında olduğunu hissettiren birisinin sana aşık olduğunu.. Ne kötü değil mi ? Yakın davransan olmaz umutlanabilir,terslesen onu incitebilirsin ve arkadaşığını yok edersin tamamen... Kısacası iki ucu boklu değnek! Ve üstelik onun ne kadar acı çektiğini de biliyorsan ona verdiğin acı için kendini suçlayabilirsin... Allah kimseyi böyle bi durumda bırakmasın,valla çok zor.Bilirim.

Bi de sütten ağzı yanıp yoğurdu üfleyerek yiyenler var tabi.. Mesela bunlardan biri benim sevgili bloggerlar.. Hayatımda sadece bi kere aşık oldum ve o da platonikti.2,5 sene boyunca tanışamadık bile. "Ohaaa 2,5 sene boyunca tanımadığın birine nasıl aşık oldun ?"  dediğinizi duyar gibiyim ama valla aşık oldum.Ben de kabul ediyorum çok saçma birşey ama doğru.Ama 2.5 sene deyip geçmeyelim çok dersler çıkardım aşk adına,hayat adına... Bu yüzden ona teşekkürü bir borç bilirim ! Sağolsun döktürdüğü gözyaşları beni olgunlaştırdı biraz biraz. Aziz Nesin'in çok sevdiğim bir yazısı vardır "Bir Kadını Ağlatmak" diye. Mutlaka okumanızı öneririm. Yazının sonu şöyle biter ;

" Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan… İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E.. o zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalım ki! Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur. Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!"

İşte benim aşka bakışım da artık böyle...  O safça inandığım aşk gerçeği artık bana imkansız geliyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ahh ölürüm sizee..


MusicPlaylistView Profile
Create a playlist at MixPod.com